boğa boynuzunda dengeli duruş

Siyah mı yoksa beyaz mı?

hep hayatımın keskin köşelerini dönmekten korktum.geride bıraktıklarım,alışkanlıklarım,yaşadıklarım...onları terkedip yenilerini edinmekten çekindim.şimdi yine bir köşedeyim ve bu defa dönmezsem tüm yollarım tıkanacak.yeni bir hayat,yeni insanlar ve onların yepyeni getirileri...bunların üstesinden gelebilirmiyim bilmiorum.

içimde sakladıklarımın yüküyle koyuldum yola.yeni başlangıçlar yaparken yine de yanıma eskilerden bişeyler alıorum.ben onları bırakmak istesem bile yüreğim çoktan heybesine almış bi kaç parça.şimdi tüm bu yük ve yeni başlangıçların ürkekliğiyle direniorum hayata.

bu defa yüzüme gülmesini umut ediorum.ve karşımda koskocaman bi kucak açsın bana.ben orda güven içinde, korkusuzca,herkesten daha güçlü bi şekilde yoluma koyulayım.

şu an herşeyden ve herkesten çok sana ihtiyacım var.farklılığın kibrinden,insanların alçaklığından uzak,yüreğindeki cesur ve dediğim dedik sevgiye...aç kollarını bana ve yükümü hafiflet !!!!

beyaz siyahla oyuna başlar.beyaz,siyahın hamlelerini geri alması konusunda sürekli taviz vermesine rağmen hep kazanır.siyah yenildikce bir daha oynamak ister,beyaz geri çevirmez.oynadıkca öğrenen siyah beyazı yener.beyaza taviz yoktur,kendi piyonlarının arkasında köşeye sıkışır.siyah galip olmanın gururuyla aniden masadan kalkar,oynamak istemez.beyazın hatası verdiği tavizler ve hep aynı kanada ok atmasıdır...

dışardan görüldüğü gibi değildi aslında.aynı evin, farklı odalarında yaşayan ve farklı cephelerine açılan pencereleri olan bi çok insan vardı çevremde.birinin penceresinde bahar açarken diğerininkinde kara bulutlar hakim oluordu.anladım fakat anlatamadım...bağırdım,çığlıklarım sadece kendi kulaklarımda yankılandı.oysa ben insanları o odada mahkum etmek diil de evin bahçesinde toplamak isterdim.belki bu defa aynı yöne bakabilirlerdi.belki de aynı gökyüzünün altında olmak onları aynı ruh da birleştirirdi.

şimdi susmak istiorum.ilk defa gözlerimden anlaşılmak beni mutlu edeceğe benzior.aynı dili konuşamadığımız ortada.öyleyse neden bi gereksiz performans? bırakıorum...beni gerçekten anlamak konuşmaktan diil ruhuma bakmaktan geçior!!!!

onun aslında çok kırılgan bi ruhu vardı.hırçınlığı,bazen kimsesizliği,sessizliği hep bu nedenleydi.asla birine ait hissetmedi kendini.yabancı olduğu bu duyguyu ilk defa tadıyordu.belki de içten içe korkuordu bu aitlikten.kaçmak istiordu ama bi o kadar da yakınlaşmak...daha önce hiç bu kadar sarılmamıştı.ruhuna hapsetmişti benliğini.ona gün ışığını göstermek istedim.emeklerime değdi.sevmişti benliğini ve ruhunu özgür bırakmayı.belki de ilk defa beynindeki hayaletlerini altetmişti.bunun galibiyetiyle hayal kurabilmeyi öğrendi.gerçekliğin o yoruculuğundan ve acımasızlığından bi süre soyutladı kendini.fakat yetinemediği bişeyler vardı.şimdiye kadar hep gizlediği kendini bulmak istiordu bu defa da.zaman zaman iç dünyasında yansımasıyla çok karşılaştı.ama emin diildi.şimdiye kadar hiç tanışmadığı kendini ilk defa bu şekliyle görüordu.belki de özü buydu.temelin de hep bu vardı.ama dedim ya duvarlar örüp hapsetti onu bunca zaman.korumak isterken usul usul yok ettiğinin farkına varamadı.

şimdi gerçekten hissediordu.yeni tanıştığı bu kişi artık yabancı diil kendi ruhu olmuştu.mutluydu bu yenilikten.zincirleri kırıp özgür kalmak onu hafifletmişti.artık kelimelerle de ifade edebiliordu kendini.daha önce hiç bir anlam yüklemediği ses tonu şimdi serenat yaparcasına dudaklarından süzülüordu.hep böle yaşayabilirdi.sığınabilirdi en sevdiği kucağa.fakat ürkek tavrı hep bi köşede bekliordu.en ufak bi incitmede kabuğuna gömülüp hırçınlaşıordu.kendine,çevresindekilere,en sevdiğine zarar vermekten çekinmiordu işte o vakitlerde.peki durulup pişman olmuomuydu? hem de nasıl.kalbi sızlıordu en derinden fakat kelimeleri anlamını yitiriordu af dilemek için.

şimdi sen benim için bazen koca bi adam bazen de acıyan yerini söleyemeyen bi bebek.ama her ikisinde de ruhunu gizleyemeyen bi acemisin.çünkü biz o ruhu beraber keşfettik ve beraber büyüttük...

iki gün önce gereğinden fazla bunaldım ve biraz nefes alabilmek için apartmanın aşşağısına indim.karınca istilasına uğramış şeker parçası gibi sitenin içi çocuk kaynıo.bi duvarın üzerine oturup uzun süre onları izledim.inanılmaz dünyalarına ve hayal güçlerine uzaktan baktım.

istedikleri anda basit bi taş parçasını masaya çeviriolar yada kitaba yada tabağa :) öle detaycı ve zor kurallarıda yok bu küçük dünyalıların.onların gezegeninde yaşamanız için çok fazla şeye ihtiyacınız yok.biraz kum, biraz çakıl,biraz sopa parçası ve en önemlisi 5-6 yaşında olmak yeter de artar bile...kafalarından ve anında uydurdukları o evcilik senaryoları değme dizilere taş çıkartır cinsten.entrika,savaş,sevgi,gizem ne ararsanız var :) en ciddi kavgalarına bile bi sopa parçası sebebiyet verio.

ne hissettiklerini veya o an kafalarından ne geçirdiklerini kestirmek mümkün diil.düştükleri için zırıl zırıl ağlarken bi anda ayağa kalkıp koşuşturan çocukların peşine takılabiliolar.yani hissettikleri acı bile çok sıradan.en sevmedikleri cümle ''baban geldi yemeğe oturucaz,çabuk eve gel'' olmalı :) onun haricinde de bişeyi kafaya taktıkları yok zaten!!!!

böle bi dünyada yaşadıkları için bazen çocukları kıskanıorum.evet bi zamanlar ben de o dünyadandım ama dedim ya bi zamanlar...bilmiorum belkide 50 yaşıma geldiğimde,kendimi deşarj etmek için 20'li yaşlardaki gençlerin dünyasına uzaktan bakıcam.bu sanırım hiç bitmicek olan kısır bi döngü.aslında bu işin püf noktası yaşadığımız anın kıymetini bilmek.çocukken bi gün o dönemlerime özlem duyabileceğimi kestiremiodum haliyle.şu anda öle.hayatın iniş çıkışlarından bazen yoruluorum,isyan ediorum,hatta yeter diorum ama sanırım bu yaşları güzel kılan yaşadığımız gelgitler,duygusal bunalımlar.eminim ben yaşlanınca aşklarımı,terkedilişlerimi,kaybedişlerimi,hayal kırıklıklarımı çok özlicem ve o yaşlarda tatlı bi gülümsemeyle anıcam yaşadıklarımı.

teomanın güsel bi parçası...beni aldı fırlattı

yüzme bilmeden daha
deniz görmeden
hiç güneşte yanmadan
şimdi ölmek istemem
bir kalbi sarmadan
aşkı tatmadan daha
onla sarhoş olmadan
hiç sevişmeden daha
şimdi ölmek istemem
daha hiç gülmeden
çoban yıldızı
sen benle kal
çoban yıldızı


yolumu kaybediorum çoban yıldızı.hadi kaldırdım kafamı.sana diktim gözlerimi.yön ver bana çoban yıldızı...

aşk !!! ne olursa olsun dön,kaç,gitme ama gel bir sebepten gir dünyama.tenimden geç,ruhumu del,beni yok et ama gel otur yanımda.ölümü yok say,uzaklığa meydan oku,beni büyüle ve vazgeçme dokun bana...gözlerim ol,hislerim ol,kokum ol,tüm bedenim ol bir sebep bul işte.gitme,kal ruhumla ona eş ol !!!